13 Aralık 2014 Cumartesi

Ne Olmalıyım?

Küçüklüğümden beri her zaman ileride ne olacağım hakkında bir fikrim bir planım vardı. Ama şu anda ne olmak istediğim hakkında hiç bir fikrim yok. Bir sürü işte çalıştım, tecrübeler edindim ama uzun bir süre boyunca ne yapabilirim bilmiyorum. Üniversiteye gitmek istiyorum ama geçen seneden beri o derslere çalışma azmim gitti. Kendimi zorluyorum ama hemen pes ediyorum. Babam günde en az 3 saat çalışmamı söylüyor ama bir dakika bile çalıştığım yok. İçimden gelmiyor napayım. Kendi düzenimi kendim oturtmam lazım şimdi bunları yazarken bile aklıma yeni fikirler geliyor. Ama karar verdiğim bir şey varsa o da planı babamın değil benim kendi başıma yapmam. Çünkü o ne kadar derse desin benim kafama yatmadıkça, ben istemedikçe nasıl yapabilirim? Yapamam aynı derslerde olduğu gibi. Günde 11 saat işte çalışıyorum. İşe gitmem içinde 40 dakika yürüyorum, dönüşü de sayarsak neredeyse 12,5 saatim akıyor. Kalan zamanda istediklerimi gerçekleştirmem için uygun değil ama işten çıkarsam da yanlış mı yapmış olurum sorusu kafamı allak bullak ediyor. Hala bir çözüm bulamadım.

12 Aralık 2014 Cuma

İş(!)

Her zaman filmlerde de aynısı vardır zaten: her işte mutlaka gıcık bir patron bulunur. Benimkide aynı zaten. Çalıştığım yerde 2 patronum var ve biri tam bir kötüyken diğeri de tam tersine çok iyi biri. Bir iştede en önemlisi patronun sergilediği tavırlardır. Çünkü bu tavırlar iyi yöndeyse çalışanlarını motive eder ve işi daha çok yapma isteği uyandırır. Ama eğer tavırlar kötüyse çalışanı somurtur ve baştan savma bir iş yapmasına neden olur. Kafamdan uydurmuyorum bunları her gün yaşadığım şeyler. İlk başlarda patronumun bana kaba davranması beni çok rahatsız ediyordu ama sonradan durumu umursamayarak alıştım. Bu da beni daha az sinirli ve daha az gergin olmama neden oldu. İnsan zamanla uyum sağlıyor zaten ama benim çalışma amacım işten bir şeyler kapma ve tecrübe edinmekti ama bunun yerine bir ton laf yedim kötü olanından malesef. Yaptığım bir tane hatadan dolayı sırf bunu başıma kaktı.

9 Aralık 2014 Salı

İşte ben

Neden yazıyorum onu bile bilmiyorum.Galiba kendimi daha iyi hissetmek için olabilir.Daha 18 yaşındayım, yolun başındayım ama sanki yolu yarılamış, başaramamış gibi hissediyorum. Normalde yaşıtlarım üniversiteye gidiyor. Ben de gidebilirdim hatta kazandığım bir sürü güzel il vardı ama babamın büyüşşehir tutkusu 1 sene daha beklememe ve hayal kırıklığına uğramama neden oldu.İlk başlarda bir bildiği vardır diye düşünüyordum ama onun bir sözü vardı ''Kader yoktur, kendi kaderini sen belirlersin ve bende sana yardımcı olacağım'' demişti. Ama sanki benim kaderimi o eline almış gibi hissediyorum. İmkanı var, istediğim ucuz piyanoyu, ya da çalmak istediğim çelloyu alabilir ama bunlar için zamanı değil dedi. Ne içkim var  ne de sigaram, ne de başka bir kötü alışkanlığım, tek istediğim bir piyanoydu.Eskiden yani bundan 1 yıl öncesine kadar dediği her şeyin doğru olduğuna inanırdım kesinlikle bir bildiği vardır derdim ama artık emin değilim sanki bir robot yetiştiriyormuş gibi davranıyor ve konuşup öğütler veriyor. Sıkıldım bunlardan artık. Arkadaşlarımla dolaşıp gezmek, eğlemek istiyorum ama ona göre bunlar yanlış. Durumu çoğu kişiye göre gayet iyi hatta bazı ailelerin geçemine bile yardım ediyor ama kendi çocuklarının ihtiyaçlarını atlıyor.Onu hiç görmedüğüm doğru sayılır, küçükken görmüşüm ama 2 yaşındayken neyi hatırlayabilirim. Sadece telefon konuşmalarıyla var oldu benim için.